İmar 18. Madde Uygulaması ‘ nda Başlıca Hukuka Aykırılık Nedenleri;
3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca yapılan imar uygulamalarına karşı mülk sahibi olan hazine, resmi kurum ve özel şahıslar tarafından ileri sürebilecekleri hukuka aykırılık nedenleri genel olarak aşağıdaki hususların biri ya da birkaçı olabilir.
1. İmar plânı bulunmayan yerlerde imar uygulaması “İmar Uygulaması’ yapılamayacağı ya da uygulama alanının kısmen de olsa plânsız sahayı kapsayamaması,
2. Düzenleme sınırının imar plânına ve AAD Yönetmeliği hükümlerine aykırı tespit edilmesi, (Bu bağlamda düzenleme sınırı dışında kalan maliğin de bu yönüyle iptal davası açmasında menfaati dolayısıyla dava açma ehliyeti vardır).
3. Düzenleme sınırı ile bölünen parselin bir kısmının uygulama alanı dışında bırakılmasının AAD Yönetmeliğine aykırı olması,
4. DOP oranının hatalı hesaplânması (tespit edilmesi-maddi hata)
5. Kapanan kadastral yolların DOP oranına dahil edilmesi gerekirken belediye adına parsel oluşturması,
6. DOP oranının her parselde eşit şekilde uygulanmaması, kimi parsellerden hiç DOP alınmaması,
7. Hiçbir teknik, hukuki ve fiili zorunluluk yok iken, aynı yerden parsel verilmemesi,
8. Mevcut ruhsatlı yapının muhafazası ve tek başına bağımsız parsel olarak tahsisi mümkün iken bu hususta imar mevzuatına uyulmaması,
9. Uygulama sonrası verilen parselin eşdeğer olmaması, örneğin kadastral parselin bulunduğu yerin imar plânına göre 30 m. yola cepheli ve 8 kat yapı nizamında kaldığı, verilen parselin ise imar plânında 12 m. yola cephe ve 5 kat yapı nizamında bulunması,
10. DOP sonrası imara tahsis edilecek alanının bağımsız parsele yeterli olduğu halde bu alanın bağımsız parsel olarak verilmemesi, parça parça dağıtılması,
11. DOP sonrası geriye kalan alana karşılık olarak boş bir parsel verilmesi mümkün iken üzerinde tamamlanmış ve üçüncü şahsa ait yapı bulunan parsele verilerek fiilen yapı yapılmasının ortadan kalması,
12. Taşınmazdan önce DOP kesilerek, geriye kalan sahadan AAD Yönetmeliğinin 12. maddesine göre kamu hizmet alanına kamulaştırılmak üzere pay verildiği, daha sonra geriye kalan sahanın ise imara tahsis edildiği, oysa önce AAD Yönetmeliğinin 12. maddesi uyarınca kamuya pay ayrılması gerekirken bundan önce DOP kesildiğinden, böylece DOP’un kamulaştırmadan sonra geriye kalan kısma uygulanacağına ilişkin 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesindeki kuralın ihlal edilmesi, bu haliyle taşınmazdan daha fazla DOP kesilmesi,
13. Parselden yola terk edildiği halde DOP hesabının parsele uygulanmasında bu hususun dikkate alınmaması,
14. Daha önce yapılan uygulama sırasında DOP kesilmiş ve sonra yapılan uygulama imar plânı tadilatıyla yeni bir umumi hizmet ya da kamu hizmet alanı ilave edilmediği halde yeniden DOP alınması,
15. Uygulama alanında taşınmazları olan belediye encümen üyelerinin, parselasyon plânının uygulanmasına ilişkin belediye encümeni kararına katılması,
16. 3194 sayılı Yasanın 18. maddesine göre yapılan ve Ek Madde 1 şartları da bulunmayan düzenleme alanında yapılan uygulamada hisselerin çözülmesi,
17. Belediye encümeni kararında imar uygulamasının hangi mevzuata göre yapıldığının belli olmaması,
18. Askı süresi içinde yapılan itirazın dikkate alınmaması ya da askı süresi içinde yapılan itirazın belediye encümeni yerine belediye başkanlığınca cevaplandırılmasının yetki gaspı olması (itiraza cevap verilmemesinin hukuka aykırı olması),
19. Uyguluma alanında DOP %40’ı aştığı halde önce belediye taşınmazlarının DOP’a dahil edilmesi gerekirken doğrudan kamulaştırma yapılması,
20. Uygulama sırasında DOP’un %40’ı aşması nedeniyle kamulaştırma yapılırken DOP’un taşınmazın kamulaştırmadan önceki alanına uygulanmasının hukuka aykırı olması, bu halde DOP oranının kamulaştırmadan sonra kalan (uygulama öncesi) alana uygulanması gerekmesi,
21. Daha önce 2981 sayılı Yasanın 10/c maddesi uyarınca imar uygulaması yapılmış ve hiçbir değişiklik yok iken, sadece ipotek tesisi amacıyla yeniden imar uygulaması yapılması,
22. Uygulama sonrasında DOP‘tan sonra kalan kısmın tamamının AAD Yönetmeliğinin 12. maddesi uyarınca kamu hizmet alanına verilmesi,
23. Taşınmazın, imar plânındaki tahsis yerini, şehircilik ilkesine, plânlama esaslarına ve kamu yararına aykırı bulan malik tarafından, uygulama işleminin dayanağı genel düzenleyici işlem olan imar plânının da hukuka aykırı olduğu iddiasıyla imar plânının ve buna dayalı olarak yapılan imar uygulamasının hatalı ve hukuka aykırı olması,
24. Uygulama alanında %40’lık kadar umumi hizmet alanı yok iken doğrudan %40 oranında DOP uygulanarak belediye adına parsel oluşturulamaması, %40 oranının mutlak bir oran olmaması,
25. Uygulama sahasından geçen otoyolun DOP ile karşılanamaması,
26. Uygulama sahasında imar plânına göre konut alanının bulunmaması, belediyece, umumi hizmetlere ayrılan alanları DOP ile karşılanması amacıyla uygulama yapamaması, (çünkü DOP’tan geriye kalan alanların tamamının da yine pazar yeri, park ve okul alanına tahsis edilmesi),
27. Uygulama sahasının imar plânına göre tamamının ağaçlandırılacak alan ile tarımsal niteliği korunacak alanda kaldığından belediyece bu alanda parça parça bulunup kapanan kadastral yolların bir araya getirilmesi amacıyla imar uygulaması yapılmaması (bunun ancak takas yolu ile olabileceği),
28. Uygulama sahasında tamamen plâna aykırı yapı bulunduğu ve burada 2981/3290 sayılı Yasa uyarınca ruhsata bağlanan mevcut yapılar dikkate alındığında, bu alanda imar plânının uygulanmasının imkansız hale geldiğinden ıslah imar uygulaması yapılması gerektirmesi,
29. Taşınmazın sehven tapudaki kayıtlı alanından daha küçük alanlı olarak imar uygulamasına alınması ve böylece uygulama sonrasında daha küçük yer verilmesi,
30. Uygulama sonrası dağıtım yapılırken maddi hata yapılması,
31. Tamamen imar plânına uygun olarak yapılanma sağlanmış olan bölgede sadece yolların (veya yeşil alanın ya da resmi kurum alanının) DOP ile elde edilmesi amacıyla uygulama yapılamaması,
32. İmar uygulama sahasının özelleştirme kapsamına alınan kuruma ait olması nedeniyle artık belediyelerin buralarda imar yetkisinin bulunmaması, imarla ilgili yetkilerin Özelleştirme İdaresine geçmiş olması.
33. Hisse çözümünde adil ve hakkaniyetli davranılmaması, bir kısım hissedarlara verilen bağımsız parsellerin daha değerli olması.
http://www.ozcan-ozcan.av.tr Adresinden alıntıdır.